Selam. Ben Ahmet, 36 yaşındayım. Adapazarı’nın küçük bir beldesinde bir fabrikada Teknikerim. İşe başladığımda iş arkadaşlarımın sayesinde emekli Osman amcanın evini kiraladım. Zaten iki katlı bir evdi, üst katına yerleşmiştim. Osman amca 72 yaşında, hanımı Fatma hanım ise 57 yaşında, bir de melike isminde dul bir kızları var. 43 yaşındaki meikie de annesi gibi kapalı giyinen ve başı örtülü bir kadındı. melikenin askerde bir oğlu, bir de evli ve Ankara’da hemşirelik yapan bir kızı var. Maddi durumları pek iyi olmayan bu aile Osman amcanın emekli maaşı ve benim verdiğim kira ile kıt kanaat geçiniyorlardı. Günler geçtikçe bu aile ile samimiyetimiz ilerlemiş, artık Osman amca beni aileden saymaya başlamıştı. Cumartesi günleri benim araba ile pazara ve markete alış verişe gidip geliyor ve Cumartesi akşamları vardiyam olmazsa genelde onlarda beraber yemek yiyorduk.
Zamanla Melikenin hikayesini öğrendim. İki çocuktan sonra kocası Hollanda’ya gitmiş ve birdaha dönmemiş, ne para göndermiş, ne telefonu, ne de adresi belli. Anlayacağınız terketmiş ve izini kaybettirmiş. melike de umudunu yitirince baba evine dönmüş, kaderine boyun büküp 15 senedir anne babasıyla yaşıyormuş. Bir akşam Osman amca rahatsızlanınca hep birlikte benim arabayla hastaneye götürdük. Sabaha karşı melike benimle eve dönmeye, Fatma teyze hastanede kalmaya karar verdi. Hastaneye giderken evden aceleyle çıkmıştık, o sebeple ikimizin üzerinde de tişört ve eşofman vardı. Tabi melikenin başı her zamanki gibi örtülüydü. Arabada yanıma oturduğunda ilk dikkatimi çeken şey melikenin bacakları oldu. Melike hep uzun etekler giydiğinden ilk defa eşofmanlı görüyordum. Giydiği dar eşofman Melikenin bacaklarının ve kalçasının güzelliğini, dolgunluğunu ortaya çıkarmış, nedense acaip tahrik olmuştum…
Melike ise babasının durumuna üzülmüş ve durup dururken birden ağlamaya başlamıştı. Sinirleri bozulmuş bir halde hıçkıra hıçkıra ağlıyordu. Hemen arabayı kenara çekip, elimi Melikenin omzuna atarak, omzundan tutup biraz kendime çekerek, “Babanın korkulacak birşeyi yok, üzülme, iyileşecektir!” deyip, sağ elimle omzunu okşayarak teselli etmeye başladım. O anda Melike başını omzuma dayayarak ağlamaya devam ediyor, ama sanki Hislleri içinde hıçkırıyordu. Melikenin adam akıllı sarılıp kendime çektim, artık yanakları yanaklarıma değiyordu. Biraz sakinleyince kadar arabada o şekilde oturduktan sonra arabayı çalıştırıp yolumuza devam ettik. Eve vardığımızda ben Melile ile beraber onların evine girdim. Melikeyi o halde yanlız bırakamazdım. Melikeyi üçlü koltuğa oturtup su getirdim. Yanına oturdum ve yine sarılarak omzunu okşamaya, teselli etmeye devam ettim. Ama vücutlarımız birbirine iyice yapışmış haldeydi…
Melike su bardağını koymak için sehpaya doğru eğildiğinde beli götünün çatalına kadar açıldı ve tangası göründü. Bardağı koyduktan sonra tekrar sokuldu bana. Çok kısa gördüğüm bu sexy manzara beni kudurtmaya yetmişti. Melikeyi teselli okşamalarım devam ederken, artık sikim de müthiş sertleşmiş, okşamalarım omzundan koltuk altına kaymış ve göğsünün yanına inmişti. “Ağlama, üzülme…” derken, diğer elimi de baldırının üzerine koymuş, ufak ufak baldırını da okşamaya başlamıştım. Melikeden hiçbir ters tepki yoktu, aksine bana daha da sokularak başını yine omzuma yaslamıştı. Bu durumdan cesaretlenerek biraz daha cüretkar davranıp, göğsünü resmen avcuma alırken, diğer elimle de yavaş yavaş baldırlarının arasını okşamaya başlamıştım. Melikenin nefes alışları farklılaşmaya, ağlaması kesilerek yerini hafif hafif inlemelere bırakmıştı. Anlaşılan o anda Melike de benim gibi halinden çok memnundu…
Göğsünü sıkarak avuçlarken, diğer elimi apış arasına kaydırmış, elimle baldırının iç kısımlarını okşarken, baş parmağımı da amına sürtmeye başlamıştım. Nürgül birden başını omzumdan kaldırınca ben de aniden durdum. Ama Melikeden , “Durma devam et, çok uzun zaman oldu, artık dayanamıyorum!” kelimeleri döküldü ve hemen dudaklarımız birleşti. Deli gibi öpüşüyor, birbirimizin dudaklarını adeta ısırıyorduk. Bir anda birbirimizin tişörtlerini çıkardık. Melike boynumu boğazımı kemirirken, ben de onun sütyenini çıkarmış, o dolgun memelerini hem öpüyor hem ısırıyordum. Aşağılara inerek Melikenin eşofmanını ve tangasını çıkarıp, kendim de tamanen soyunup, ağzımı Melikenin amcığına dayadım. Amını hem emiyor hemde dilimle resmen sikiyordum. Melike iyice kendinden geçmiş, o hafif hafif inlemeleri artık uzun Ohhh’lara Ahhh’lara dönüşmüştü…
Hemen koltuğa ters bir şekilde uzandım ve 69 pozisyonunu aldım. Amını dillemeye devam ederken, zonklayan sikim de Melikenin yüzüne değiyordu. Birden sikimi tuttuğunu hissettim, sikimi kökünden kavramış suratına değdiriyordu. Ben de bu arada götünü parmaklayarak klitorisini emiyordum. Melikenin amı adam akıllı sulanmış, vıcık vıcık suları akmaya başlamıştı. Deli gibi inliyor, garip garip sesler çıkarıyordu, ama benimkini bir türlü yalamıyor ve ağzına almıyordu. Bir ara yüksek bir sesle Ohhh’layıp kasılmaya başladığında amından da sular resmen fışkırıyordu. Amının sularını yalarken ensesinden bastırdım ve biraz istemeyerek de olsa nihayet o da benimkini ağzına aldı ve emmeye başladı. Başta çok acemice yapıyordu, demek ki ilk defa yarak yalıyor, ağzına alıyordu. Ama birkaç dakika sonra nasıl yapılacağını öğrenmişti, sikimi deli gibi ve iştahlıca emiyordu. Bir süre sonra ben de artık patlamak üzereydim, dönerek Melikenin göbeğine oturdum ve göğüslerine fışkırmaya başladım…
Boşalmam bittiğinde Melikenin yüzü gözü, ağzı burnu döl olmuştu. Başından başörtüsünü çıkararak başörtüsüyle ağzını yüzünü temizledim. Yanına uzanarak çıplak vücutlarımız birbirine yapışmışken tekrar öpüşmeye başlamıştık. Dolgun göğüsleri bir harikaydı, iri kahverengi uçlarını emdikçe Melike deliriyor ve göğüslerini ağzıma yapıştırıyordu. Biz böyle yiyişirken benim sikim de Melikenin apış arasına kaymış, orada yavaş yavaş yeniden kazık gibi sertleşmişti. Bunu hisseden Melike bacaklarını hafif aralayıp sikimi apış arasına sıkıştırarak kasıklarını bana doğru bastırmış, iyice sertleşmiş sikim kendiliğinden Melike kaygan amının dudakları arasından amının deliğine kaymıştı bile. O an Melike birden bacaklarını açarak pozisyon almıştı, ben de bekletmeden yüklendim. Sikim Melikenin daralmış amını resmen yararak sonuna kadar girdiğinde Melike öyle bir çığlık attı ki, sesi salonda yankılandı resmen. Hiç yavaşlamadım, hızlı hızlı gidip gelmeye başladım. Şap şap sesleri ve Melikenin Ahhhhhh’ları Ohhhhhh’ları birbirine karışmıştı…
Aradan beş dakika geçmişti ki, Melike de titreyip sarsılarak, “Bittim, öldümmm!” diyerek, beni bacakları ile kavrayarak sikimi amının içinde skıştırdı. O anda ikimiz birden patlamaya başlamıştık. Böğürerek birbirimize kenetlendik ve boşaldık.